7 Mart 2013 Perşembe

Doctor Who, kurallar


Biraz Doctor Whonun kural sisteminden bahsetmek istiyorum. Geçen yazımda karakter yaratımını anlatmıştım aslında. Oldukça basit ve sade bir sistemi mevcut oyunun. Karakter yaratmak için karakter yaratma bölümüne 24 puan veriyoruz ve bu puanı Atributues ve Trait bölümlerine harcıyoruz. Skill Points bölümüne 18 ve Story Pointse de 12 pu an verdik mi karakterimiz tamamdır. Ancak skiller, attribitues ve traitsler oyun için oldukça önemli. Bir DND oyununda olduğunu gibi bu bölümleri boş bırakmamız pek hoş karşılanmayacaktır çünkü karakterlerimiz neleri yapaıp neleri yapamayacağı tamamen buradan anlaşılıyor. Gerçektende oldukça yaratıcı skiller var ben eğlenceli buldum.

En önemli bölüm olan zar sisteminden bahsetmem gerekiyor. İki dane d6 atarak başlıyoruz herhangi bir test durumunda. Zorluk seviyelerini aşağıdaki resimde gösterdim. Yapacağımız iş için gerekli zorluk seviyesini belirledikten sonra uygun attribituesi ve skill ve traitlerden gelen puanları ekliyoruz. Eğer bir kılıç saldırısı yapacaksak zarı atıyoruz sonra güç sttributiesini ve bu konuda varsa traitimizi ekliyoruz.

Diyebilirsiniz ki vurduk ama ne kadar hasar verdiğimizi nasıl anlayacağız. Sorunun cevabı oldukça basit aslında. Her silahın vereceği hasar belli. Bu hasarı aşağıda paylaştığım success listesindeki çarpanlarla çarptığımızda vereceğimiz hasarı öğreniyoruz. Basit bir sistemi var demiştim. Ayrıca sistem nereden yaralandığımız konusuna da açıklık getirmiş. Kitaba baktığınızda görebilirsiniz bunu da.

Hatta sizin için hasar tablosunu da vermek  istiyorum. 

Bununla birlikte oyunu oynamak için gerekli tüm bilgileri vermiş bulunmaktayım. Oyunun içinde başka bir çok değişken var aslında. Soğuk koşullarının karakterleri ne kadar etkilediği veya ne kadar hasar verdiğine kadar ama bunları uygulamak isteyenler kitaba bakabilir.

5 Mart 2013 Salı

Doctor Who

Size biraz da Doctor Who'yu tanıtmak istiyorum. Henüz oynama ve oynatma şansını bulamasam da sadece okuması ve oyunlar kurmasının bile oldukça eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Hele oynatmanın ötesinde Doctor'u oynamak var ve gerçekten buna oldukça istekliyim.

Birazcık evrenden bahsetmek lazım. Ancak evrenden bahsetmeden önce şu notu mutlaka söylemeliyim ki bu oyunu oynayacaksanız eğer en azından storytellerın daha önce Doktor Who izlemiş olması gerekmektedir. Hatta tüm youncularında izlediği bir oyun tartışmasız oldukça keyifli olacaktır. Evrenimize geri dönelim en iyisi. Dünyada yalnız olmadığımız fikrini kabullenerek başlamalıyız öncelikle. Bizim farkında varmadığımız bir çok olay olmakta ve dünya defalarca kez yok olma noktasına gelmekte. Ancak dünyayı yok olmaktan koruyan birisi var. Evet o birisi "Doctor." Kimse onun gerçek ismini bilmiyor veya tam olarak nedenlerinden bir haber.

Zaten dizinin tamamı, oyunun tamamı onun etrafında dönüyor. Buradan onun önemli birisi olduğunu düşünebiliriz. Doktorun hikayesine gelince uzaylı bir ırka mensup. Ve o ırkın zaman makineleri var. Fakat Doctor'un ısrkı Daleklerle yapılan bir savaşta yok olmuş ve sadece Doctor sağ kalmış. Belki bu sebeple Doctor evreni ve zamanı arşınlayıp kendisine eğlence aramakta. Aslında ilginç bir karakterdir Doctor. Dizi izleyenler bilir en kötü zamanda bile neşesni koruyabilir. Dünyayı veya evreni kurtarmayı neden istediğine dair çok fazla bir bilgi yok aslında. Sadece onun iyi ve yardımsever olduğunu biliyoruz. Daha ilginç tarafı ise derinlerinde tuttuğu kaotik yüzü. Bilindiği üzere Doctor hiç silah kullanmıyor ve tüm sorunları başka çözümler üreterek buluyor. Genellikle silah kullanmak işe yaramıyor zaten. Bir Dalek ordusuna karşı hangi silah işe yarayabilirki zaten.


Oyunun Doctor Who oyunu olması herkesin doktor oyunu olması anlamına gelmiyor. Oyuncular Doctorun compainionlarını yani yol arkadaşlarını canlandırıyor oyunda. Burada önemli olan ve benim bir türlü karar veremediğim bir nokta var o da Doctor karakterinin bir oyuncunun kontrolüne verilip verilmemesi ile alakalı. Doctor'u kontrol eden bir oyuncunun diğer karakterlerden çok daha üstün olacağı kesindir ve bu da oyun içinde sorunlara yol açabilmektedir. Storyteller kontrolünde kalırsa eğer o zamanda benim çok büyük ihtimalle yapabileceğim gibi Doctor'u canlandırırken oyunu boşverme ihtimali de vardır.

İnanılmaz eğlenceli senaryolar yaratılabiliyor oyunun içinde. Oyunun içinde bütün bir uzay ve bütün zaman var. Oynanabilecek alanlar gerçekten sınırsız ve fazlasıyla uçuk. Dünyayı kurtarmak güzel bir amaç ama Doktor ve arkadaşları kahraman olmaya çalışmıyorlar. Bir şekilde tahlikenin içinde buluyorlar kendilerini ve sorunu çözmeye çalışıyorlar. Bu noktada oyunun amacı kahramanlık yapmak değil. Karakterlerin maceraya çıktığını düşünün. Doktorun canı sıkılmış kendine yeni arkadaşlar bulmuş ve onları uzay ve zamanda yolculuğa çıkarmış. Sanırım oyunun mantığını en iyi anlatan bu olur. Belki Doctor ünlü bir yazar ile tanışmak için geçmiş gitmiştir belki canı biraz hamburger çekmiştiği için geleceğe gitmişti. Storyteller için dizileri izlemek bence fazlasıyla gerekli. Hatta bütün bölümleri izlemiş olmak tadından yenmeyecek bir durum ama buna gerek yok. Sadece Doctor'un dünyasını bilmek gerekiyor. Oyun 11.Doctorun zamanında geçiyor ve onun duruşu veya kişiliği belli. Ben 11. Doctoru hiç sevmedim derseniz bilindiği üzere doktor ölmek üzereyken bedenini yeniden oluşturabiliyor ve 12. Doctoru tasarlayabilirsiniz bu şekilde. Kural kitapları 11. Docor'un etrafında dönsede 12. Doctora karşı çıkacaklarını zannetmiyorum. Küçük bir not daha eklemek gerekirse Doktor her değiştiği zaman kişiliği, jestleri ve mimikleri de bir parça değişir. Kısaca kendi Doktor'unuzu yaratabilirsiniz.

Doctor Who'ya giriş yazısı olacağı için biraz da oyun sisteminden bahsedeyim. Oyun D6 ile oynanmakta. Bununla birlikte oldukça basit bir mekaniği var oyunun. Benim sevdiğim tarzda fazla detaya girmeden güzelce oynanabiliyor. Karakter yaratma ile ilgili detaylar vermek istiyorum "Karakter yaratma bölümüne 24 puan veriyoruz ve bu puanı Atributues ve Trait bölümlerine harcıyoruz. Skill Points bölümüne 18 ve Story Pointse de 12 puan vererek karakterimizi yararatıyoruz. Sonra sıra geliyor karakter kağıdını doldurmaya. Bu süreci daha detaylı olarak anlatmayı planlamaktayım ilerleyen zamanlarda. Zaten anlatacak oldukça fazla şey var çaktırmayın.

4 Mart 2013 Pazartesi

Diskdünya, örnek oyunlar



Ölümde eğlence olur diye kovalar bunları. Bu noktada daha eğlenceli olsun diye gruba bir turist eklenebilir. Turist ve ölümün muhabbetleri çok ilginç olabilir. Aynı şekilde turistte çok para olduğu için bütün halk da bunların peşine düşebilir. Turist için ise ölüm tarafından kovalanmak inanılmazdır ve her anını fotokraft makinesi ile ölümsüzleştirmek ister. Mesela şu an aklıma geldi bir büyü fotokraft makinesine bulaşsa ve çektiği her fotokraft gerçek dünyadan silinip fotokrafta hapisolsa ilginç bir hikaye olabilir. Belki uzun bir kapmainde ara oyun olarak kullanılabilir.
Vahşi katil: Şehirde cinayetler olmaya başlar. Cinayetlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır ve işin ilginci cesetler vahşice öldürülmektedir. Kolları parçalanır, bacakları koparılır, kafalarıyla top sektirilir gibi değişik fantezilere kurban gitmektedirler. Bunun üzerine güvenlik güçleri aramaya başlar ancak hiçvir askerin veya polisin katilin peşine düşecek cesareti yoktur. Bunun üzerine şehrin zeki yönetimi katili bulana ödül vermeyi garantiler hatta o kadar büyük bir ödül verilir ki herkes katilin peşine düşer. Ancak kimse bulamaz ve cinayetler devam eder. Bu noktada başlar hikaye. Karakterlerde katili arayan takımdadırlar veya başka bir şehirden gelirler. Eğer başka bir şehirden gelirlerse okudan dolayı bir süre nefes alamazlar. Katil büyük bir gorildir ve her gece bir kişiyi öldürmektedir. Cesetler incelendiğinde organların koparılmadığını keskin bir cisimle kesildiğini görürler. Tanıklık eden birkaç kişi vardır ve onlarda sadece çok büyük, kocaman bir gölge ve garip sesler duymuşlardır. Gorilin hikayeside şudur ki büyü okulundan bir büyücü odasını temizleyecek bir büyü yapmaya kalktığı sırada bir büyü anaforuna yakalanır ve ortaya zeki bir gorill çıkar. Ancak gorilin insanı duyguları yoktur ve önüne geleni öldürmektedir. Goril çok güçlüdür ve öldürülememektedir. İp uçlarını araştıran karakerler büyücüye ulaşır. Büyücü onlara unsummon büyüsünü yapabileceğini ancak bunun için gorilin saçına ihtiyacı olduğunu söyler. Grupda gorilden saç almak için yola çıkar. Tabi onu dövüşte yenemeyeekleri için başka bir yöntem bulmaları gerekir. Bolca heyecanın olabileceği ilginç bir oyun olabileceğini düşünmekteyim.


Sıradan bir gün: Şehirde fazlasıyla sıradan bir gündür.  Ölümün canının sıkılması haricinde. Ölüm şehirde dolaşıp canının sıkıntısını alacak bir şey arar. Kahveye gidip kağıt oyunu oynamak ister mesela ve oradaki herkes ölür. Sonra bir grubupta baterist olur grup ve konseri izleyen herkes ölür. Pazara gidip alış veriş yapar herkes yine ölür. Tabi durum böyle olunca herkes korkar ölümden. Onu görünce herkes kaçmaya başlar ve bizim karakterlerde bir gün sokakta ölümle karşılaşırlar. Daha sonra hepsi beraberce kaçmaya başlarlar.


Bunlarla birlikte içinde bir turistin bulunduğu her oyun oldukça eğlenceli olabilmektedir. Hele turist ve büyücünün aynı anda olduğu oyunlar daha eğleceli olabilmektedir. Astım hastası bir kimyager, alkolik bir guard, aşırı agresif bir pandomimci ile gerçekten çok eğlenceli oyunlar ortaya çıkar. Disk dünya oyunlarını kurgularken bir parça aşırıya kaçmak gerekir bence. Çünkü oyunun eğlenceli bölümü karakterlerde değil oyunun kurgusunda saklıdır. Daha önce söylediğim gibi karakterler yaşamaya çabalamaktadırlar. Mesela şehrin kötü kokusu gidermek için bir temizlikçi grubu kiralansa. Daha sonra onlar derenin içine girdiği zaman mutasyona uğrasa ve orataya ninja kaplumbağalar gibi farklı yaratıklar çıksa. Samuray kelebekler mesela. Hikayeyi kurgularken gerçekten sınırları aşmak gerekli bence. Daha sonra süper güçlere kavuşan temizlikçiler diski tüm pisliklerden temizlemeye karar verse. İşte karşımızda oldukça eğlenceli bir oyun çıkıyor. Düşünün ki grubumuz kaza ile! uzay aracına binerler ve uzaya giderler yada dünyanın sonunundan atlamaları gerekir. Kütüphanecinin muzunun bittiğini ve kitapları yırtmaya başladığı düşünün ve en çok da büyü kitaplarını yırtmaktan zevk alıyordur. Buna büyücülerin tepkisi ne olurdu bir düşünün ve neler yaşanabilirdi. Bütün bunlar diski eğlenceli kılan etmenlerdir ve bana göre oyunun içinde mutlaka yer almaları gerekir.