7 Mart 2013 Perşembe

Doctor Who, kurallar


Biraz Doctor Whonun kural sisteminden bahsetmek istiyorum. Geçen yazımda karakter yaratımını anlatmıştım aslında. Oldukça basit ve sade bir sistemi mevcut oyunun. Karakter yaratmak için karakter yaratma bölümüne 24 puan veriyoruz ve bu puanı Atributues ve Trait bölümlerine harcıyoruz. Skill Points bölümüne 18 ve Story Pointse de 12 pu an verdik mi karakterimiz tamamdır. Ancak skiller, attribitues ve traitsler oyun için oldukça önemli. Bir DND oyununda olduğunu gibi bu bölümleri boş bırakmamız pek hoş karşılanmayacaktır çünkü karakterlerimiz neleri yapaıp neleri yapamayacağı tamamen buradan anlaşılıyor. Gerçektende oldukça yaratıcı skiller var ben eğlenceli buldum.

En önemli bölüm olan zar sisteminden bahsetmem gerekiyor. İki dane d6 atarak başlıyoruz herhangi bir test durumunda. Zorluk seviyelerini aşağıdaki resimde gösterdim. Yapacağımız iş için gerekli zorluk seviyesini belirledikten sonra uygun attribituesi ve skill ve traitlerden gelen puanları ekliyoruz. Eğer bir kılıç saldırısı yapacaksak zarı atıyoruz sonra güç sttributiesini ve bu konuda varsa traitimizi ekliyoruz.

Diyebilirsiniz ki vurduk ama ne kadar hasar verdiğimizi nasıl anlayacağız. Sorunun cevabı oldukça basit aslında. Her silahın vereceği hasar belli. Bu hasarı aşağıda paylaştığım success listesindeki çarpanlarla çarptığımızda vereceğimiz hasarı öğreniyoruz. Basit bir sistemi var demiştim. Ayrıca sistem nereden yaralandığımız konusuna da açıklık getirmiş. Kitaba baktığınızda görebilirsiniz bunu da.

Hatta sizin için hasar tablosunu da vermek  istiyorum. 

Bununla birlikte oyunu oynamak için gerekli tüm bilgileri vermiş bulunmaktayım. Oyunun içinde başka bir çok değişken var aslında. Soğuk koşullarının karakterleri ne kadar etkilediği veya ne kadar hasar verdiğine kadar ama bunları uygulamak isteyenler kitaba bakabilir.

5 Mart 2013 Salı

Doctor Who

Size biraz da Doctor Who'yu tanıtmak istiyorum. Henüz oynama ve oynatma şansını bulamasam da sadece okuması ve oyunlar kurmasının bile oldukça eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Hele oynatmanın ötesinde Doctor'u oynamak var ve gerçekten buna oldukça istekliyim.

Birazcık evrenden bahsetmek lazım. Ancak evrenden bahsetmeden önce şu notu mutlaka söylemeliyim ki bu oyunu oynayacaksanız eğer en azından storytellerın daha önce Doktor Who izlemiş olması gerekmektedir. Hatta tüm youncularında izlediği bir oyun tartışmasız oldukça keyifli olacaktır. Evrenimize geri dönelim en iyisi. Dünyada yalnız olmadığımız fikrini kabullenerek başlamalıyız öncelikle. Bizim farkında varmadığımız bir çok olay olmakta ve dünya defalarca kez yok olma noktasına gelmekte. Ancak dünyayı yok olmaktan koruyan birisi var. Evet o birisi "Doctor." Kimse onun gerçek ismini bilmiyor veya tam olarak nedenlerinden bir haber.

Zaten dizinin tamamı, oyunun tamamı onun etrafında dönüyor. Buradan onun önemli birisi olduğunu düşünebiliriz. Doktorun hikayesine gelince uzaylı bir ırka mensup. Ve o ırkın zaman makineleri var. Fakat Doctor'un ısrkı Daleklerle yapılan bir savaşta yok olmuş ve sadece Doctor sağ kalmış. Belki bu sebeple Doctor evreni ve zamanı arşınlayıp kendisine eğlence aramakta. Aslında ilginç bir karakterdir Doctor. Dizi izleyenler bilir en kötü zamanda bile neşesni koruyabilir. Dünyayı veya evreni kurtarmayı neden istediğine dair çok fazla bir bilgi yok aslında. Sadece onun iyi ve yardımsever olduğunu biliyoruz. Daha ilginç tarafı ise derinlerinde tuttuğu kaotik yüzü. Bilindiği üzere Doctor hiç silah kullanmıyor ve tüm sorunları başka çözümler üreterek buluyor. Genellikle silah kullanmak işe yaramıyor zaten. Bir Dalek ordusuna karşı hangi silah işe yarayabilirki zaten.


Oyunun Doctor Who oyunu olması herkesin doktor oyunu olması anlamına gelmiyor. Oyuncular Doctorun compainionlarını yani yol arkadaşlarını canlandırıyor oyunda. Burada önemli olan ve benim bir türlü karar veremediğim bir nokta var o da Doctor karakterinin bir oyuncunun kontrolüne verilip verilmemesi ile alakalı. Doctor'u kontrol eden bir oyuncunun diğer karakterlerden çok daha üstün olacağı kesindir ve bu da oyun içinde sorunlara yol açabilmektedir. Storyteller kontrolünde kalırsa eğer o zamanda benim çok büyük ihtimalle yapabileceğim gibi Doctor'u canlandırırken oyunu boşverme ihtimali de vardır.

İnanılmaz eğlenceli senaryolar yaratılabiliyor oyunun içinde. Oyunun içinde bütün bir uzay ve bütün zaman var. Oynanabilecek alanlar gerçekten sınırsız ve fazlasıyla uçuk. Dünyayı kurtarmak güzel bir amaç ama Doktor ve arkadaşları kahraman olmaya çalışmıyorlar. Bir şekilde tahlikenin içinde buluyorlar kendilerini ve sorunu çözmeye çalışıyorlar. Bu noktada oyunun amacı kahramanlık yapmak değil. Karakterlerin maceraya çıktığını düşünün. Doktorun canı sıkılmış kendine yeni arkadaşlar bulmuş ve onları uzay ve zamanda yolculuğa çıkarmış. Sanırım oyunun mantığını en iyi anlatan bu olur. Belki Doctor ünlü bir yazar ile tanışmak için geçmiş gitmiştir belki canı biraz hamburger çekmiştiği için geleceğe gitmişti. Storyteller için dizileri izlemek bence fazlasıyla gerekli. Hatta bütün bölümleri izlemiş olmak tadından yenmeyecek bir durum ama buna gerek yok. Sadece Doctor'un dünyasını bilmek gerekiyor. Oyun 11.Doctorun zamanında geçiyor ve onun duruşu veya kişiliği belli. Ben 11. Doctoru hiç sevmedim derseniz bilindiği üzere doktor ölmek üzereyken bedenini yeniden oluşturabiliyor ve 12. Doctoru tasarlayabilirsiniz bu şekilde. Kural kitapları 11. Docor'un etrafında dönsede 12. Doctora karşı çıkacaklarını zannetmiyorum. Küçük bir not daha eklemek gerekirse Doktor her değiştiği zaman kişiliği, jestleri ve mimikleri de bir parça değişir. Kısaca kendi Doktor'unuzu yaratabilirsiniz.

Doctor Who'ya giriş yazısı olacağı için biraz da oyun sisteminden bahsedeyim. Oyun D6 ile oynanmakta. Bununla birlikte oldukça basit bir mekaniği var oyunun. Benim sevdiğim tarzda fazla detaya girmeden güzelce oynanabiliyor. Karakter yaratma ile ilgili detaylar vermek istiyorum "Karakter yaratma bölümüne 24 puan veriyoruz ve bu puanı Atributues ve Trait bölümlerine harcıyoruz. Skill Points bölümüne 18 ve Story Pointse de 12 puan vererek karakterimizi yararatıyoruz. Sonra sıra geliyor karakter kağıdını doldurmaya. Bu süreci daha detaylı olarak anlatmayı planlamaktayım ilerleyen zamanlarda. Zaten anlatacak oldukça fazla şey var çaktırmayın.

4 Mart 2013 Pazartesi

Diskdünya, örnek oyunlar



Ölümde eğlence olur diye kovalar bunları. Bu noktada daha eğlenceli olsun diye gruba bir turist eklenebilir. Turist ve ölümün muhabbetleri çok ilginç olabilir. Aynı şekilde turistte çok para olduğu için bütün halk da bunların peşine düşebilir. Turist için ise ölüm tarafından kovalanmak inanılmazdır ve her anını fotokraft makinesi ile ölümsüzleştirmek ister. Mesela şu an aklıma geldi bir büyü fotokraft makinesine bulaşsa ve çektiği her fotokraft gerçek dünyadan silinip fotokrafta hapisolsa ilginç bir hikaye olabilir. Belki uzun bir kapmainde ara oyun olarak kullanılabilir.
Vahşi katil: Şehirde cinayetler olmaya başlar. Cinayetlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır ve işin ilginci cesetler vahşice öldürülmektedir. Kolları parçalanır, bacakları koparılır, kafalarıyla top sektirilir gibi değişik fantezilere kurban gitmektedirler. Bunun üzerine güvenlik güçleri aramaya başlar ancak hiçvir askerin veya polisin katilin peşine düşecek cesareti yoktur. Bunun üzerine şehrin zeki yönetimi katili bulana ödül vermeyi garantiler hatta o kadar büyük bir ödül verilir ki herkes katilin peşine düşer. Ancak kimse bulamaz ve cinayetler devam eder. Bu noktada başlar hikaye. Karakterlerde katili arayan takımdadırlar veya başka bir şehirden gelirler. Eğer başka bir şehirden gelirlerse okudan dolayı bir süre nefes alamazlar. Katil büyük bir gorildir ve her gece bir kişiyi öldürmektedir. Cesetler incelendiğinde organların koparılmadığını keskin bir cisimle kesildiğini görürler. Tanıklık eden birkaç kişi vardır ve onlarda sadece çok büyük, kocaman bir gölge ve garip sesler duymuşlardır. Gorilin hikayeside şudur ki büyü okulundan bir büyücü odasını temizleyecek bir büyü yapmaya kalktığı sırada bir büyü anaforuna yakalanır ve ortaya zeki bir gorill çıkar. Ancak gorilin insanı duyguları yoktur ve önüne geleni öldürmektedir. Goril çok güçlüdür ve öldürülememektedir. İp uçlarını araştıran karakerler büyücüye ulaşır. Büyücü onlara unsummon büyüsünü yapabileceğini ancak bunun için gorilin saçına ihtiyacı olduğunu söyler. Grupda gorilden saç almak için yola çıkar. Tabi onu dövüşte yenemeyeekleri için başka bir yöntem bulmaları gerekir. Bolca heyecanın olabileceği ilginç bir oyun olabileceğini düşünmekteyim.


Sıradan bir gün: Şehirde fazlasıyla sıradan bir gündür.  Ölümün canının sıkılması haricinde. Ölüm şehirde dolaşıp canının sıkıntısını alacak bir şey arar. Kahveye gidip kağıt oyunu oynamak ister mesela ve oradaki herkes ölür. Sonra bir grubupta baterist olur grup ve konseri izleyen herkes ölür. Pazara gidip alış veriş yapar herkes yine ölür. Tabi durum böyle olunca herkes korkar ölümden. Onu görünce herkes kaçmaya başlar ve bizim karakterlerde bir gün sokakta ölümle karşılaşırlar. Daha sonra hepsi beraberce kaçmaya başlarlar.


Bunlarla birlikte içinde bir turistin bulunduğu her oyun oldukça eğlenceli olabilmektedir. Hele turist ve büyücünün aynı anda olduğu oyunlar daha eğleceli olabilmektedir. Astım hastası bir kimyager, alkolik bir guard, aşırı agresif bir pandomimci ile gerçekten çok eğlenceli oyunlar ortaya çıkar. Disk dünya oyunlarını kurgularken bir parça aşırıya kaçmak gerekir bence. Çünkü oyunun eğlenceli bölümü karakterlerde değil oyunun kurgusunda saklıdır. Daha önce söylediğim gibi karakterler yaşamaya çabalamaktadırlar. Mesela şehrin kötü kokusu gidermek için bir temizlikçi grubu kiralansa. Daha sonra onlar derenin içine girdiği zaman mutasyona uğrasa ve orataya ninja kaplumbağalar gibi farklı yaratıklar çıksa. Samuray kelebekler mesela. Hikayeyi kurgularken gerçekten sınırları aşmak gerekli bence. Daha sonra süper güçlere kavuşan temizlikçiler diski tüm pisliklerden temizlemeye karar verse. İşte karşımızda oldukça eğlenceli bir oyun çıkıyor. Düşünün ki grubumuz kaza ile! uzay aracına binerler ve uzaya giderler yada dünyanın sonunundan atlamaları gerekir. Kütüphanecinin muzunun bittiğini ve kitapları yırtmaya başladığı düşünün ve en çok da büyü kitaplarını yırtmaktan zevk alıyordur. Buna büyücülerin tepkisi ne olurdu bir düşünün ve neler yaşanabilirdi. Bütün bunlar diski eğlenceli kılan etmenlerdir ve bana göre oyunun içinde mutlaka yer almaları gerekir.



28 Şubat 2013 Perşembe

Disk dünya, meslekler


Alchemist: Discwold kimyagerleri kesinlikle büyücü değillerdir. Aslında büyüyle uzaktan yakından alakaları bile yoktur sadece çok çalışmanın, antik bilimleri özümsemenin sonucu olarak görürler yaptıklarını. Yalnız çalışırlar çünkü o kadar garip otun, her an için patlama ihtimalleri olan renkli sıvının arasında kimse bulunmak istemez. Dolayısıyla sosyal yönleri çok zayıftır, pek de ilişki kurmaya ihtiyaçları yoktur. Zaten ortalama bir kimyager yaptığı başarısız denemelerin izlerini bedenlerinin birçok yerlerinde taşımaktadır. Herhangi bir yanık, asla geçmeyen yara izi olmayana beceriksiz derler bu dünyada.
Avantajlar: her şeyin ötesinde 5 duyuları çok gelişmiştir, özellikle tadına bakarak bir sıvının asit olup olmadığını anlayabilirler, aslında bunu koklayarak da yapabilirler, en iyisi bunu onlara hatırlatmayalım. İlginç biçimde çeviktirler, istemsiz de olsa dövüş konunda yeteneklidirler, özellikle refleksleri çok kuvvetlidir ama kaçma konusunda. ve uykuya pek de bir ihtiyaçları yoktur. bazen uyumazlar bile.
Dezavantajlar: yukarıda bir yerlerde bahsettiğimiz gibi deneylerde başarısızlığa uğramaları sebebiyle fiziksel, ruhsal hasarların oluşması oldukça muhtemeldir. Ayrıca fazla meraklı olmaları, aşırı güvenleri ve deneyleri sonucunda oluşan itibar kayıpları oldukça tehlikelidir.
Yetenekler: bir kere bu adamlar –ırkçılık yerde vardır- kimya bilmek zorundadır, bilimden de anladıkları durumlar tercih sebebidir. İş başvurularında birden çok bilimden anlamaları durumunda onlar için oldukça güzel olur. Yıkım, kazalarla da olsa onların en iyi yeteneklerindendir ve her durum için ilk yardım bilgileri gelişmiştir. Genellikle anatomi üzerine çalışırlar, bazıları kafa bilimi üzerine de çalışabilir.

Assassin: Bu beyler ve bayanlar, bilindiği gibi başkalarının canlarını alan insafsız caniler değildir. Üzgünüz ama disk dünyanın katilleri bildiğiniz gibi değiller. Uzun felsefik bir eğitimden geçerler, Guild okulunda öğrencileri, centilmenlik, nezaket kuralları ve en önemlisi insan hayatının önemi anlatılır.Bu sebepledir ki çok fazla öğrencileri yoktur, işi kabul etme aşamasında doğrularına göre karar verirler. ve asla bir cesedi olay yerinde bırakmazlar. birçok silahta deneyimlidirler. Ayrıca en ünlü katil 13ten daha fazla bir rakama ulaşamamıştır.
Önemli olan kendini iyi pazarlayabilmekten geçer, daha doğrusu bütün bu centilmenlik oyunlarının sebebi fiyatın yükselmesidir. Bütün öğrencilerin mezun olamadığını eklemek gerekir sanırım. Onlara ne olduğunu kimse bilmez ama benden bir ipucu, elinde bir hançerle arkasındaki korumalardan kaçan birisini görürseniz onlardan birisiyle karşılaşmış olabilirsiniz.

Belirli bir süreden sonra bütün işleri bir kenara bırakıp evinin erkeği, kadını olma yolunu seçenlerin sayısı hiç de azımsanamayacak seviyededir. Bazı özel yerlerde danışman olarak görev alabilir, bu sayede 5 katlı bir evde yaşıyor olabilirler.
Avantajlar: Centilmen oluşlarından dolayı toplumda saygın konumları vardır. Ayrıca birçok sosyal ve savaşa dair avantajlara sahiptirler. Guildin eğitim süreci onlara detaylara özen göstermeyi öğretmiştir, ancak bazen o derecede detaycıdırlar ki herkesi bezdirebilirler.
Dezavantajlar: Guildin “onur yeminine” bağlı kalmak durumundadırlar, eğer kötü tanınmayı, bütün katiller loncasını düşman olarak karşısına almayı –insanı canından bezdirirler- göze alabilirlerse bağlı kalmaya bilirler. Sonuçta demokratik bir loncadır.
Yetenekler: Silahlarda, zehirlerde deneyimlidirler. sosyal yetenekleri de vardır, dans bilirler, flört aşamalarının hamlelerini ezbere bilirler, Birçok dil bilirler, fiziksel olarak da iyidirler, akrobat bile olabilirlermiş hani.

Bandit: Otoyol hırsızları diskte giderek yaygınlaşıyor. Ancak bu insanların bunu umursadığı anlamına gelemiyor pek. Aslında dürüst çalışıp, onuruyla para kazanmak yerine tembelliğin yasalarca özendirildiği disk dünyasında bir gurup otoyol çetesi nadiren yolcuları soyar. Ancak önemli olan soyulanın kimliğidir, eğer ünlü birinin başına bir şeyler gelirse her şey değişebilir. Yan gelip yatma konusunda deneyimli olan şehir koruyucuları devreye girebilir. Özellikle çeteler ünlü olmayan birisini yaralarsalar hiçbir şey olmaz.

Barbar: O eski kahraman barbarlar, günümüzde pek kalmadı onlardan. En son “Barbar Cohen” gelmişti, o bile eski şanını kazandıramadı. Nerde o sırtlarında kocaman kılıçlarla gezen, arkasında kadınlardan bir orduyu da beraberinde sürükleyen barbarlar. Hey gidi eski günler hey..
Bazı barbarlar kahraman doğar, bazıları sonradan kahraman olur. Yeni yetme kahraman adayları –ki gelecekleri bakışlarından anlaşılabilir- uzak diyarlarda özel eğitimlere maruz kalır. Birçokları için barbar doğanlar ile sonradan olanlar arasında farklar vardır ama gerçekte ikisi de tamamen aynıdır. Sadece kaderde kahraman olmak yazmıyorsa, yeni bir kitap alınmalıdır belki de kadere. Ne kadar da muhteşem bir macera olurdu, keşke o eski gücüme sahip olsam da gitsem uzaklara!

Barbar adamın –nadiren de olsa kadının- silahı hayatıdır, asla yanından ayırmaz. Nasıl ki başınızı bir yerde unutursanız, hayata devam şansınız kalmaz. O kocaman, devasa, muhteşem kılıçları olmadan barbarlarda devam edemez. Silahları vücutlarının bir parçası gibidir. Uyurken bile ayrılmazlar. ancak bazen bu büyük sorunlara yol açar. Bunun en büyük nedeni, barbarların cüsse itibariyle kocaman oluşu ve bu cüssenin altında ezilen kılıcın kınından çıkmasıdır. Sonrasını sizde tahmin edebilirsiniz zaten. Birçok barbar kendini yaralamıştır bu nedenle!
Avantajlar: herkesin bildiği geleneksel avantajları vardır, orta seviye bir zeka, yüksek kişilik, yıldırım hızında savaş refleksleri, yenilmeyen güçlü irade, bir de geleneksel rahat kostümleri vardır.
Dezavantajları: Bu arkadaşlar takıntılıdır, her yerde tehlike olduğunu düşünürler, birde artık pek bir kimsenin iplemediği Kahramanlar Loncası vardır, onunda kurallarına uymaya çabalarlar. İyileri koru, kötüleri kovala, terli terli su içme.. Hafif depresiflerdir, bazen şizofreni bile görülebilir. Burda kötülük var diye dolaşan yarı çıplak biri varsa, kahraman olmaya çabalayan barbardan ötede birisi değildir. Ayrıca ceplerinde ki paraların hesabını bilmediği için parasız kalmaya pek meyillidirler.
Yetenekler: yine bir çok silah yeteneği ama özellikle kocaman, devasa kılıçlar –hatunlar bayılır-  olmadan barbarlık olunmaz. Elbette kahramanlıklar yedi divanda anlatılmaya başlanınca barbara da barbar denir.

Dilenci: Her dünyadaki her şehrin en işlek sokaklarında olduğu gibi Diskdünya’da da dilencilere rastlamak olası mümkündür. Ankh-Morpork taki en eski loncalardan birisinin hırsızlar loncası olmasına rağmen, dilenciler politik konularda ön planda olmayı sevmezler. hadi gerçekçi olalım politika umurlarında bile değildir. Her zaman olduğu gibi oldukça güç ve hüzünlü, hatta acı dolu bir yaşamları vardır, -bir loncaları var ama-. Eğer patrik ile aralarını iyi tutarlarsa,  fazladan gelir elde edebilirler. Ancak bu oldukça zordur, eski günler işte.
Avantajlar: Bu adamlar sokaklarda, mikropların kucağında yatmalarına rağmen hasta olmazlar pek ama nedense hepsinin birkaç günlük ömürleri kalmıştır- veya öyle söylerler-. Duygu sömürüsü konusunda uzmandırlar, çok güzel hasta rolü yaparlar ve her zaman kısık, dokunsan ağlamaya hazır bir görünüşleri vardır, bakınca insanın içi bir garip olur, acımaya başlar. Eğer çok da zeki değilse biraz para atıverir önüne. Eğer günün hasılatı iyiyse, ertesi sabah dilenci kendini bankada alır.
Dezavantajlar: Elbette bu adamların çok fazla parası yoktur, nefesleri kokar. Paraları olsa dahi, harcamazlar ve işlerine devam ederler. Bazen gerçekten hasta olabilirler. Toplumdaki imajları oldukça kötüdür, zaten dış görünüşleri pek bir şeye benzemez.
Yetenekler: dilenmek elbette, bu işte çok iyidirler, otlakçılık, sokaklar hakkında iyi bilgi sahibidirler. Ayrıca kimin parasının olduğu veya kimin ağzının koktuğunu, koklamadan anlayabilirler, adamlar bu işte ustadır.

Soytarı: Birçok maceracıya soytarı, aptal gibi lakaplar takılırken, bunu gerçekten hak edenlerde vardır. Ankh-Morpork aptal loncasının aptalları; yüksek eğitim almış, bayat şakalarda uzman, yüzlerine aptalca şekiller çizme konusunda deneyimli ve elbette karşısındakini eski bir bisküvi gibi bayatlatıp, paramparça edebilecek canlılardır –yaşıyor olmaları gerekir-
Bazıları tiyatrolarda veya sirklerde çalışıyor olabilir, bazen mahkeme jürileri arasında gözükebilirler. Bunun nedeni, sıkıcı davalarda hakimler eğlendirmektir. Ayrıca paranoyak şizofren monarşi yönetimini savundukları ve bütün amaçlarının diskdünya’ya bu sistemi getirmek olduğu için, bazı anti-emperyalist! eylemlerde bulunabilirler. En son bundan yaklaşık, 76,345 disk yılı öncesinde, herkesin kafasına yaş pasta fırlatmak eylemi yapmışlardır. Elbette bunu şaka sanıp, herkes gülmeye başlamıştı. Gerçekçi olalım, diskdünyada böyle bir sistem yoktur, kimsenin nasıl bir şey olduğuna dair fikirleri de yoktur. Elbette böyle bir sistem olsaydı, bunu soytarı başka kimse istemezdi sanırım.
Avantajlar: Espri konusunda çok iyidirler, bunu bir silah olarak kullanabilme yeteneğine de sahiptirler. Çok çeviktirler, tek ayağının üzerinde amuda kalkıp, dişleriyle 3 top çevirebilirler. Bazıları ünlü olabilir, patronları vardır ve onları korur.
Dezavantajlar: Birçok fobileri vardır, bazılarında palyaço fobisi oluşmuştur. Bu sebeptendir ki, soyunma odalarında ayna bulunmaz. Ayrıca içinden su fırlaması ihtimali yüzünden çiçeklerden korkabilirler. Ayrıca lonca lideri ve hocaları, sadisttir ve espriden kesinlikle anlamaz.
Yetenekler: hızlı konuşma, performans, psikoloji bilgisi, çeviklik, hançer ustalığı –bazıları halka da çevirebilir-, akrobasi önemli bişidir mesela.


Mühendis: Diskdünyada iki çeşit mühendis vardır, ilki yeri kazıp, bişiler inşa eder. Diğeri ise bişiler araştırır, bulur, icat eder vs. Madenlerde veya binalarda genellikle cüceler bulunur. Ancak keşif yapma sevdasına düşenler genellikle erkektir –eh baskın karakter olmak böyle bir şey- ve çoğunlukla “Hmmm..” derler.
Diskin en ünlü mühendisi Leonard of Quirmdir. En büyük buluşu

Kumarbaz: Bir yerlerde mutlaka birkaç kumarbaz olabilir, bunun üzerine bahse girebilirim. Denemeye varmısın? Alsında içinde kumarbaz olmayan bir dünya olmalı ama bunun için bahse girmem! ya sen?
Avantajları: Şans vazgeçilmezleridir. Ayrıca meydan okumaktan kokmamalıdırlar, garip bir cesaretleri vardır ama asla kaybedecekleri bir işe girmezler, eh bunu algılayabilmeleri bir avantajdır sanırım. Ayrıca hile yapma, haram yeme gibi konularda da yeteneklidirler, blof falan atarlar.
Dezavantajları: Kumar takıntısı karakterin mantığını veya yargılama güdüsü köreltebilir. “bahse var mısın?” ile başlayan pek bi cümle kurarlar. Kaybettikleri masalara pek geri dönmezler, bu da kötü bir başlangıç ve ihtimal azlığına sebep olur.
Yetenekler: Kumar ve gözden hızlı el çabukluğu olmazsa olmazlardandır. Ayrıca hızlı konuşarak rakibini afallatma, sokak bilgisi falan da önemlidir. ama en önemlisi karizma ve ündür.

Guard: elbette disktede korunmaya değer bir şeyler vardır, olması pekala muhtemeldir. Elbette yasalar da vardır ve bu yasaların koruyucusu askeri güçleri, ordu vs.. Polis veya guardlar bütün bu korumanın temel basamaklarını oluşturur. Genellikle güzel giyimlidirler, üniformaları vardır –elbette hatunlar hasta olur- . Fazlasıyla masum bir dünyada ünlerini korumaları gerekir aslında.
Bazılarının pek yaygın olmasa da atları, eşekleri vardır –pahalı kardeşim, isteyen varsa gidip bulur, her şey de devletten beklenmez ki!- Ancak bu adamlar hayvancıklarını fazlasıyla sevdikleri için onlardan ayrılmayı pek istemezler. Mesela eşekleri yanlarındayken, bir bodrum katında ördeklerin baskını varsa oraya uğramazlar –o bodrumun halini bir de siz düşünün-.
Anhk-Morpork’un koruması, denetlenmesi oldukça komplike ve oldukça sıkıcı bir iştir, özellikle polis gücü için. Düşünsenize kocaman bir şehir var o şehirde barışın korunması olsun, insanlara gitmek istemedikleri yerlere gitmelerine izin vermemek, itiraz edenleri köşe bucak kovalamak, cinayetlerle uğraş, sonra hep aynı kıyafetler, zor iş hepsi. Her şeyin ötesinde para yetmiyor kardeşim, onlar olmasa bu şehir yıkılır! ama yine de pek bir şey kazanamıyorlar.
Hele bir de ordu varki, her şey yazılıdır, düzenlidir. Hatta bir pantolondaki ütü izi ölçüleri bile belirlenmiştir, en aykırı guard 2 santimlik bi farklılık yaratmış ve cezasını ödemiştir. 3 aşamalı tuvalet kullanma talimatlarını okumadan sakın, bir şeyler yapmaya kalkışmayın.
Paralı asker falan olabilirler, kısıtlamaları yoktur. İki taraflı oynamazlar ama :D delikanlı kardeşlerimizdir.
Avantajlar: Askeri rütbeleri vardır, eğer rütbe yüksekse “höt” deyince herkes “höt” olur. Tehlikeyi sezerler, her zaman hazır oldadırlar ve adamlar başkalarının görmediği zamanlarda lakaytlığı tavana vursa da birileri görürken ciddiler. Patronları oldukça yardımcı olurlar, hem döver, hem severler.
Dezavantajlar: Görev elbette bu karakterin temel özelliğidir, adamlar her şeyiyle görevlerine bağlıdırlar –olmaları gerekir ama dünyanın çivisi çıkmış be-. Dürüstürler ancak bu bazen onlara zarar verir. Zavallılar işte, yalan söylemeyi beceremezler çoğunlukla, yüzleri kızarır. Sonra etrafındakiler “ahanda yalan söylüyooo” derler.
Yetenekler: Bir veya iki silahta uzmandırlar. Konserve kutusu olabilme yeteneğine sahiptirler. Ayrıca liderlik, yalanları sezme –adamlar yalan söyleyemeyince, söyleyeni fark edebiliyorlarmış, pek inandırıcı gelmedi ama bırakalım öyle sanmaya devam etsinler-. Sokak bilgisi, ileri görüş, alan bilgisi gibi yeteneklere de sahip olmaları gerekmektedir.

Asi/ gerilla/ isyankar pandomimci: Her ne kadar çok masum bir meslek gibi görünse de, her şey patriğin tiyatroyu ve pandomimi yasaklamadan önceydi. Bir gurup mesleğini bir kenera bırakıp, çiftçilik falan yapsada, bir gurup romantik bir isyanın eşiğine gelmişti.
Birçok asi günlük işlerini yaptıktan sonra saatlerce süren bir gelecek planı yapmaya koyulur. Daha bir devrim planı yapma aşamasına gelmemişlerdir ancak, pandomim onların aşkıdır, hayatıdır ve o olmadan yaşayamazlar, bu yüzden pandomimin korunması, yaşatılması gerekir.
En derin direniş hareteki, yer altı tiyatrosudur ve buda biraz umutsuz bir hareketten öteye geçemez. Yasalara, kurallara karşı yapılan bu amansız mücadele de nedense hep yanlış anlaşılmıştır. Tekrardan gerçeğe dönecek olursak, bu adamlar konuşmaz! Ve diskte sesi gür olanların dediği olur, her şey bununla ilgilidir. Birde bu adamların –ve kadınların- davranışlarının başka dünyalarda vampir rolü yapanlarla benzer olduğu da eklenirse, biraz itici olurlar.
Avantajları: Çok gizli bir örgütleri vardır, tek beden, tek bilek şeklinde dolaşırlar. Ayrıca tehlikeleri anında sezerler, bu birçok kez hayatlarını kurtarmışlardır.
Dezavantajları: yukarıda anlatılanların hepsi sır ve bu akım ölümün kendisi tarafından yönlendirilmektedir. Ölüm’ün amacımın sıkıcı diske biraz eğlence katmak olduğunu düşünmekteyim ancak gerçeği kim bilebilir ki. Bazen patrik bu adamları içeri attırır, -yanlarına da eşlik etmesi için birkaç akrep verir, maksat onları yalnız bırakmamaktır-  bu nedenle saklanmaları gerekir.
Yetenekler: günlük işlerinin yanı sıra, hayatta kalma, sıyrılma, çok hızlı koşabilme, mimik, performans gibi yeteneklerde gereklidir.

Rahip: Diskdünya’da tanrılar vardır, onlara inanlar da bulunur elbette. Rahiplerin görevi de inanan sayısını arttırmaktır, zor bir uğraştır bu, insanların sorunları dinle, onlara bidünya laf söyle.. zor iştir.
Bazıları büyülerini göstererek insanları etkilemeye çabalar, bazen de tanrılar işe el atar, rahipler beceriksiz olur zaman zaman. Günlerden bir gün rahibimizle bir ateist arkadaşımız tartışmaya girmişti, sonra bulutsuz bir günde ateist arkadaşımızın kafasına yıldırım düşmüştü. ya hava durumu yanılmıştı yada tanrılar bu işe doğrudan el atmıştı. Disk tanrıları biraz egoisttir, biraz da şizofren ama en önemlisi dengesizdir. Ne yapacakları pek de belli olmaz.
Çok maceracı değillerdir, genellikle bir yer seçip orda kalmayı tercih ederler. Bunun sebebi de bir yerde tanındıktan sonra hayatları biraz kolaylaşır. Politikayı daha iyi öğrenirler, insanları tanırlar, misyonerlik falan yaparlar.
Avantajlar: Dini araştırmalar yapar, bilgileri vardır, sonra çevreleri iyidir. “hödöhödö” adına seni kutsuyorum falan dediklerinde, insanların içi bir hoş olur, bi yakınlık hissederler. Edebi bilgileri iyidirler, karizmaları falan vardır. Büyüleri vardır, insanları etkilerler. Ancak gerçekten de tanrının desteğini taşıyanların sayıları oldukça azdır, tanrılar cimridir demiş miydim?
Dezavantajlar: Görev, misyon zorunluluktur rahipler için, uymak için çabalarlar. Bazı fanatiklerle tartışırlar, insanlar ebeleri hakkında yorum yapabilirler ama iş tanrılarına geldiğinde, aslan parçası kesilirler –dayak yerler çoğunlukla-. Büyücülerle araları pek iyi değildir. Ayrıca bazı tanrıların garip işaretleri vardır, garip huyları olur rahiplerin; mesela “aptalca el salla”, “gitar çal”, “her zaman iyi davran” ve çok daha fazlası mevcuttur.
Yetenekler: Psikoloji, teoloji, yönetim bilimleri, sosyoloji, performans, ritüel bilgileri, toplulukları sakinleştirmek, hizaya sokmak, beyin yıkamak, sonra tanrıların istediği özel yeteneklerde gereklidir; çiftçilik, savaş, aşk.
Doğa tanrısının müritleri ise şarkı söylerler, doğa anaya şiirler yazarlar, otları bilirler, acayip yemek yaparlar bu sayede.

Turistler: bu adamlar Diskdünya halkının belalarıdır gerçekten. Bilmem nerden gelirler ve ortalıkta dolaşıp başlarını ve etraflarındakilerin kellelerini belaya sokarlar. Ellerinde bir kitap vardır ve bu kitaba göre belirli yerlere giderler, garip aletleri vardır. İkiçiçek ilk turist olarak tarihe geçmiştir ve onun gelişinden sonra turist sayısında gözle görüşür bir artış gözükmüştür. Disk ekonomisi için büyük bir gelişmedir çünkü, TURİSTLERDE ÇOK PARA VARDIR!!!
Gerçekten de bu adamlar her şeyi satın alabilirler, tüccarlar bayılır, paralı askerler yanlarından ayrılmaz ama gariban turistlerimiz hiçbir şeyin farkında değildirler ve dünyaya Fransız bir şekilde dolaşıp, fotokraft makineleriyle fotokraft çekerler.
Avantajlar: Tek kelimeyle bu adamlar şanşlıdır, başka bir avantaja ihtiyaçları bile yoktur. Her zaman, bir şekilde kurtulurlar.
Dezavantajları: Bilinmeyen bir yere gitmek, orda garip bakışlara, yanınızdan ayrılmayan hırsızlara, suçlular vardır. Ayrıca fobiler, aptalca bir duruş, aşırı güven, boş bakışlar, hiçbir şeyin farkına varmamak gibi kötü özellikleri de bulunur.
Yetenekler: Diplomasi, şans, iletişim becerisi, hobileri, fotoğraf, belki günlük tutmak için edebiyat, yer bilgisine ihtiyaçları yoktur.

Büyücüler: Büyü diskin temelini oluşturur demiştik yukarılarda bir yerde, bu gerçektir de. Durum böyle olunca bir gurup erkek birey büyücü olma yolunu seçmiştir –çünkü büyü babadan oğla geçer, bu konu hakkında da bir şeyler söylemiş olmam gerekir-. Bu sebepledir ki büyü okulları vardır, en ünlüsü Görünmez Üniversitedir. Ufak bir hatırlatma, sadece dışarıdakiler için görünmezdir üniversite, içerdekiler duvarları görebilir mesela. Ayrıca posta yoluyla eğitimi hedef alan, gazetelerin arka sayfa reklamlarıyla kendilerini tanıtan ve aylık 29.99’a abonelik veren birkaç kurumda vardır.
Yasak sayı kadar büyü çeşidi vardır ve okulda sadece 7si öğretilir, yasak sayıdaki büyü akımını öğrenmek her büyücünün en büyük hayali ve kabusudur. Büyü diplomaları vardır. Ayrıca büyücüler genellikle, hatta kesinlikle Nerd olurlar çünkü adamların hayatı kitap okumak, garip malzemelerle deneyler yapmak, yarasa pisliği toplamak ile geçer, aşırı miyopturlar, dişi bireylerden korkarlar –eh farklılıkları var tabiî ki, çabuk aşık falan olurlar-
Sonra ukaladır bu herifler, rahiplerle takışırlar. “Benim büyüm senin büyünü…” geyikleri yaparlar.
Avantajlar: Büyüleri vardır, toplumda bir yerleri vardır, saygındırlar, büyü büyü içindir derler, bunun için çabalarlar.
Dezavantajlar: Meraklıdırlar, deneyimli büyücüler genellikle şişkodur. Hele üniversite hocaları kendilerine uçma büyüsü yapıp yürüyebilirler. Sigara ve kahve bağımlılıkları olabilir, birçok garip huyları da olabilir.
Yetenekler: Büyüleri, basit derecede kimya bilgisi, kitap okudukları için bilgileri de vardır, sosyal yetenekleri eksiktir ama alakasız konulardan eğlenebilir.

Disk dünya, Ankh-Morpork


Ankh-Morpork, disk dünyanın en büyük şehri. Burası hakkında bilmeniz gereken en önemli şey kokusudur. Birkez gelenin asla unutamadığı şehrin o muhteşem aromalı kokusu gerçekten insanın aklını başından alır. Kokuya alışmış olanlar ise şehir dışına çıktığında bir süre için delirme noktasına gelir. Bedenin temiz havaya alışması uzun bir zaman alır ve bu alışma süreci oldukça korkutucudur. İşe yaramayan, yarama ihtimali olmayan her şey üzerine araştırma yapılırken şehirde kanalizasyon denilen bir sistemin olmaması ironilerden bihaber yaşayan şehrin en büyük ironisidir. Uzun yıllar önce, başka bir şehirden gelen Ankh-Morpork'u ele geçirmek isteyen bir ordu, şehri çevreleyen nehri geçmeye çalışırken kaybolmuştur. Bu yüzdendir ki Ankh-Morpork Diskdünya'nın en güvenli şehridir! 

Şehrin ortasında görünmez bir büyücü kulesi vardır. Neden görünmez olduğu sorusunun cevabı bilinmemektedir ancak bu konuda da efsaneler vardır ki hiçbir efsane gerçeği yansıtmamaktadır. Ancak bir kızla konuşan genç bir büyücünün yapmaya çalıştığı kızları etkileyen koku büyüsünün büyü anaforuna katılıp orada başka büyülerle birleşip daha sonra kulenin üzerine yağan terbiyesiz bir yamur olup kuleyi görünmez yaptığı söylenmektedir. Elbette disk dünyada büyü konu olunca her ihtimali de değerlendirmek gerekmektedir. Böyle olmasaydı ateş topu büyüsünden kelebekler çıkmazdı. Bu arada büyücüler Nerd'dir, gözleri çalışmaktan bozulmuştur ve aşırı derecede miyopturlar. Ancak büyüleri oldukça güçlüdür.



Farklı bir sayı sistemleri vardır "1,2,3,4,5,6,7, yasak sayı,9" ve yasak gerçekten yasaklanmıştır. Ancak bu yasak uzun zaman önce gerçekleştiği için yasak sayının söylenmesi durumunda neler olacağını kimse bilmemektedir. Merak edilmeyen bir diğer konu da budur. Büyü Diskdünyanın her yerindedir, çeşitli büyü metaforları oluşur, büyü fırtınaları her yerdedir ve büyü kesinlikle dengesizdir. "Aynı kadınlar gibi" demişti görünmez büyü okulunun görünür olduğu dönemdeki baş büyücü ve bu yüzden büyü okuluna kız öğrenciler alınmaz. Büyü babadan, oğla geçer tabi bazı durumlarda yine kazalar olabilir. Elbette büyücülerin nerdliğinin kaynaklarından birisi de budur, çünkü etraflarında etkilemeye değen, karizma yapılmasını gerektiren kimse yoktur. Ve her zaman olduğu gibi cadılar çirkin değildir, bu sebepten büyücüler cadılardan hoşlanmazlar. Bir keresinde büyü okuluna kazara! Cadılar arasında pek de güzel olmayan -ama normalden çok çok daha güzel olan biri - bir cadı – gelmiş ve bütün görünmez büyü okulunu karıştırmıştı. Hatta o kadar karışmıştı ki okulun üzerine meteorlar düşmeye başlamış, yerden ölüler çıkmış ve dahası bunların hepsi bir büyücü sivilcelerini yok etmeye çalışırken olmuştu. 

Diskdünya

"Herhangi bir yerde,

 Düz yuvarlak bir dünya devasa bir kaplumbağanın sırtındaki dört filin üzerinde dönüyordu. Kaplumbağa ise evreni bir uçtan diğerine arşınlamakla meşguldü. Büyü burda çalışırdı yani genellikle çalışırıdı! Ancak olasılıklara bakıldığı zaman çalışmama ihtimali biraz daha fazlaydı. Yine olasılıkları incelediğimiz zaman istenmeyen bir biçimde çalışma olasılığı hepsinden daha fazlaydı. Nadiren de olsa görünmezlik büyüleri ateş topları yaratabiliyordu. Hatta bazı zamanlar tanrılar ve kahramanlara bile rastlanırdı.

 Ancak tanrıların neden böyle bir kurgu yaptığı her zaman en büyük sorulardan birisiydi. Ancak her zaman daha önemlileri de vardı. Mesela astrozooglar -isimler hiçbir zaman önemli olmamıştır- evren üzerine çeşitli araştırmalarda bulunurlardı.Dünyanın disk şeklinde olup 3 tane filin üzerinde durduğunuve fillerin de devasa bir kaplumbağanın üzerinde döndüğünü hesaba katınca zoolojinin bu bilime nereden geldiği kolayca anlaşılabilir. Tabu araştırmalar yaratılışa ve sona dair olurdu genellikle. Bir çok sıradan diskdünya sakinin umursamadığı bir konu, kaplumbağanın nereye gittiğiydi. Bazı teoriler kaplumbağanın bir cinsiyetinin olduğunu ve doğal hayat sürecinin bir parçası olarak bu cinsiyetinin getirdiklerini kullanma arayışında olduğu söyler. Bazıları için bu kıyateme eşdeğerdir derken bazıları ise kaplumbağayı çiftleşttirme çabasındadır. Elbette kaplumbağının yani büyük A'Tuin'in hareketleri mevsimleri oluştururdu. Ama bu konuda araştırmalar sürmeye devam etmekte. Aslında diskdünyadaki en büyük sorun ne kaplumbağanın nereye gittiği ne de kıyametin nasıl geleceğiydi. Bunları açıkçası kimse umursamazdı. En büyük sorun tanrıların böyle bir dünyayı neden yarattığıydı.



Aslında biraz tarihi yazıtları (ne demekse artık) incelediğimizde diskin yaratılışına dair teoriler üretebiliriz. Bunlardan ilki belki de en gerçekçisi yaramaz, küçük, haylaz tanrıcıkların ebeveynlerinden habersiz bir şekilde dünya yaratmaya kalkmasıydı. Bu sebeple de ortaya çıkan dünya kesinlikle tutarsızdı. Mesela kaplumbağa hapşırdığı zaman deprem olma ihtimali vardı ki bu birçoklarını korkuturdu. 
Bununla birlikte diskdünyanın bir güneşinin olmadığını belirtmek gerekir, bazı araştırmacılar büyünün azalıp artması ile ışığın bir ilişkisinin olduğunu öne sürerken bazı batıl inançlı kendini bilmezler -rahipleri kimse anlamayamıştır- elerktik adı verilen bir şeyin olduğunu ve tanrıların düğmeleri açıp kapayarak gece ile gündüzü yarattığını söylemiştir."


Ve karşınızda diskdünya var. Belki fantastik dünyalar arasında en abzürt olanı diskdünya. Hatta belki de en saçması. Ancak en eğlencelisi olduğu konusunda bahse girebilirim. Oynattığım settingler arasında en fazla keyif aldıklarımdan bir tanesidir. İlk önce bir parça diskdünyayı bilmek gerektiğine inanıyorum. En azından dm birkaç kitabı okumuş olmalıdır. Çünkü disk dünyanın komik yanı kendi içindeki dengesizlikte yatar. Karakterlere verilen görevin dünyayı sırtında taşıyan kaplumbağanın burnunu karıştırmak olduğunu düşünün çünkü kaplumbağa sürekli kapşuruyordur veya ayağına metor batmış olsun. Bütün bu mantıksızlık diskdünyanın kendi sistemi içinde son derece tutarlıdır. Benm tavsiyem bu dünyaya girmeden önce bildiğiniz herşeyi unutun. Zaten ileriki yazılarımda göreceksiniz ki bu dünya çok farklı.


Biraz da disk dünyanın atmosferinden bahsetmek istiyorum. Oyunların en temel amacı komik olmasıdır ancak bu komikliği aptallıkla karıştırmamak gerekir. Diskin vatandaşları kendi sıradan hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadır ve bu sebeple mantıklı davranmaya çalışırlar. Komik olan bölüm karakterlere ait değildir. Onlar kendi yaşamlarına devam etmeye çalışırlar. Diskin kendisi bütün abzürtlüğü sağlar. Zaten kitapları okuduğunuz ki ben kesinlikle tavsiye ederim çok daha net bir şekilde anlayabilirsiniz ne demek istediğimi. Aklınıza gelen tüm abzürtlüklerin gerçek olduğunu düşünün.


Oyunun sitemine gelince GURPS sistemini kullanır. Anak ben GURPSU öğrenmeyecek kadar tembel olduğum için kurallara çok bağlı kalmadan d6larla oynattım oyunu, d20 de olabilir. Çünkü oyunun amacı gülmek olduğu için kurallarda boğulmamak gerektiğine inanıyorum. Karşılaşabileceğiniz en mükemmel ölüm karakterini düşünün veya öfkeli bir gril olan kütüphaneciyi işte orası disk dünya.


Diskdünya yazılarımı meslekleri ve şehirleri anlattıktan sonra örnek bir oyun ile bitirmek istiyorum. Eklemek istediğim bir şey olursa zaten tamamlarım.  



Bildiğiniz herşeyi unutmadan bu dünyaya adım atmamanızı öneririm. Sonuçta ölüm, anlatılanlar gibi siyah cübbe giyip, elinde kocaman bir orak taşıyan bir iskelet değildir. Ölüm siyah cübbe giyip, elinde kocaman bir orak taşıyan ve elekro gitar çalan bir iskelettir.

Cthulhu tech, örnek oyunlar


Cthulhu tech yazılarımın sonuncusu olarak size anime ve korku temellı iki oyunumu anlatmak istiyorum. İkisi de oldukça başarılı ve eğlenceliydi.


Korku: 2080li yıllarda istanbulda geçiyor oyun. Maslakta askeriyenin olduğu bölge bir gece Migular tarafından saldırıya uğrar ve üs çok büyük bir zarara uğrar. Bu esnada mecha pilotu olan askerler yani oyuncular uyumaktadır. Yanaklarından fırlayarak uyanan oyuncular dışarıya çıkıp etraflarına bakarlar. Bu şekilde başlayan oyunda amacım ilk olarak oyunculara o ne yapacağını bilememe, kendi başına kalma ve endişe duygularını tattırmak ve onları kararlar almaya zorlamaktı. Çünkü hiç silahları yoktu yoğun bir bombardıman altındaydılar ve elbetteki mecha pilotu oldukları içinde bir an önce savaşa destek olmalıydılar. Bundan sonra benim youncularım en yakın askeri depoya gidip yolda gördükleri akerleri de toplayarak bir bölük oluşturdular ve gizlenerek, saklanarak ilerlediler. Roket atarlarla mecha Migou mechası öldürmelerine izin verdim ve bu onları oldukça tatmin etti. Bu sayede kendi taraflarındaki bir mechanında kurtulmasını sağladılar. Bu bölümde en önemli olan olay oyunculara kaybediyor olduklarını hissettirmekte yatıyor. Bir süre sonra onları uzaylılarla karşılaştırdım ve oldukça yorucu bir savaş oldu. İsteğe ağlı olarak grubun içine birkaç savaşçı alınabilir, fazlasıyla faydalı olur ama ben mecha pilotlarını daha uygun gördüm. Uzaylıları geçtikten sonra bir süre boyunca etraflarında olan olayları seyrettiler ve çaresizlikleri daha da arttı. Tam bu anda uzaylılar mechaların bulunduğu bölgeleri bombaladılar ve hepsi yok oldu. Destek gelmesine daha zaman vardı ve bu gidişle kaybedeceklerdi. Bu anda bir ses duydular, o ses onlara yardım etmek istiyordu. Konuşan bir engel veya bir telepat olabilir bu size kalmış. Ben telepatı kullanmıştım. Onları bir binaya yönlendirir ve asansörde olman zeminin altındaki bir kata. Elbette oraya girebilmek için belirli giriş kartları almaları gerekmektedir ve bazı şifreleri açmaları.  Aşağıya doğru indikce tagerlar ve cthulhu yaratıklarından oluşan bir grupla karşılaşırlar. Bir şeylerin arayışındadırlar. Onları da öldürüp ilerlerler. Bu esnada üzerlerinden Engel yazan bir not çıkar anlamazlar duymamışlardır. En alt kata indiklerinde Engelları bulurlar onlara binerler ve organik bağları betimleyen cümleler kurulur. Engellerle savaş kazanılır ve oyun burada biter. Devamında ise başka şehirlere de saldırı olabilir bir kurtarma veya araştırma görevine gönderilebilirler. Eski bir cthulhu yazıtının haberini alırlar ve Migolarla birlikte oraya doğru giderler.


Anime: Hazırladığım anime temalı oyun daha fantastikti aslında. Bir uçak veya mecha gemisindeydi grup ve içinden bir bölümü bir araştırma görevi için gönderilir. Gemiden mechalarla ayrılan grup iki mecha pilotu, bir ajan ve bir askerden oluşmaktadır. Görevleri ise bir mağarada önemli bir şeyin olduğu ve onun alınması gerektiğidir. Ancak mağara Migoular tarafından korunmaktadır ve onlara iki mecha daha eşlik etmektedir. Brief ve yolculuk bölümü sona erdikten sonra grup mağaranın bulunduğu yere gider ve saldırı planlarını yaparlar. Benim oyunumda grup ikiye ayrılmış ilki mechalarla savaşırken asker ve ajan gizlice mağaraya doğru gitmekteyi seçmişti. Yukarıda savaş devam ederken aşağıdaki grup sesler duymaya başla ve bir kadın onlara yol gösteriyordu. Bu temayı ben bütün oyunlarımda kullandım çünkü Cthulhu techte oldukça ilham verici bir büyü sistemi mevcut. Hem de ayrıca güzel bir mistizm katıyor oyuna. Neyse mechaların savaşı bittikten sonra hep beraber mağaraya girerler. Saklanan eşya çok eski bir cthulhu yazıtıdır ve keyfinize göre yeni bir teknoliji içermektedir. Eşyayı alıp geri geldikten sonra grup onunla konuşan kız ile tanışırlar. Daha sonraki görevleri ise kızdan alırlar. Belki onlara katılabilir bile bilemiyorum. Ben daha çok eşya bulma ve araştıran grubu koruma görevleri verdim. Çünkü çok fazla mecha savaşı olmasını istemedim. Mesela grubun tamamını sker ve ajanlardan da oluşturabilirsiniz belki bu daha iyi olur çünkü en başta mecha savaşı olduğu sırada grup ikiye bölünüyor ve ikisini birden idare etmek oldukça güçleşiyor. Tabi bir de mecha kullananları kıskanan oyuncular olunca daha güçleşebiliyor.

Anime konseptini biraz anlatmak istiyorum aslında. Ağladıkları zaman büyüyen gözler, kafalarında çıkan çarpı işaretleri, tüm abartı tepkiler vardır anime konseptinde. Her şey çok dramatik giderken bir anda oldukça komik olaylarda olabilir. Korku oyunu ciddi yaparken anime ise oyunu yavşaklaştırır. Anime oynatırken ciddi sahne yaratmak için gerçekten çok özel sahneler planlamanız gerekir. Ayrıca drama point biraz daha fazla verilebilir bu modda. Sonuçta animeler başlı başına süper ötesi olaylardan oluşur ve story teller olarak göreviniz onlardan yaratmak olmalıdır.